Aşk ve Savaş Üzerine Bir Deneme; Yahut Şairin Oyunu (1)

Aşk ve Savaş Üzerine Bir Deneme; Yahut Şairin Oyunu (1)

        Öyle bir duygu var ki insanın içinde hem bir yaşama nedeni  – Camus’ın da dediği üzere yaşama nedeni olan bir şey aynı zamanda güzel bir ölme nedenidir- hem de kırılma, parçalanma nedeni. Ümit diyoruz biz bunun adına. Bazen bir şeyin gerçekleşmeyeceğini bilsen de yine de ümit etmekten kendini alamıyorsun. Hoş, umut ederek yaşamaktansa umutsuz bir şekilde ölmeyi yeğlerim, ancak yaşam bu konuda bize tercih şansı bırakmıyor. O halde ümit ettiğimiz şeyi gerçekleştirmenin yollarını aramalıyız. İşte burada başlıyor yazarın oyunu.

       Yaşadığım tecrübeler bu oyunu diplomatik bir şekilde oynamam gerektiğini söylüyor. Sanki bir devletin başındaymış gibi -Siyasal düşünürlerin birçoğuna göre devletler de insanlar gibi hareket eder. Bu görüşe tümdengelim yöntemiyle yaklaşıyorum.- akıllıca hareket etmeli, devletin yıkılmasına, bölünmesine izin vermemeli. İşte sistemi bu şuurla inşa ediyorum.

       Oyunun ilk aşaması ‘’hazırlık evresidir’’ bu evrenin de üç noktası vardır; hamle yap, hatları güçlendir ve bekle. Niçin hamle yaparsın sorusu burada önemli bir nokta. Bir kere devletlerin nihai amacı bekâdır, yani varlığını idame ettirebilme. (İnsanın da dünyadaki amacı ‘’huzurdur’’. Dikkat edin mutluluk demiyorum. Mutluluk birkaç saniye yahut birkaç dakikadan ibaret bir durumu ifade eder, nitekim hiçbir sıkıntısı olmadan yaşayan bir insana rastlanılmış değildir oysa huzur gönül rahatlığını ifade eder zaman mefhumu ile de ölçülemez.)  Bekası için yapması gereken eylemler mevcuttur, örneğin öyle bir kent vardır ki iç ve dış güvenliğini sağlamak için muhakkak orayı fethetmesi gerekir. Çoğu zaman bu kent güzelliğiyle, önemiyle doğru orantılı olacak şekilde iyi muhafaza edilir. O kadar ki o kenti fethetmek için çaba gösterip başaramazsanız bu devletinizin sonu olabilir. İşte bu yüzden hazırlık evresi büyük öneme sahiptir.

      Öncelikle söz konusu kentin durumunu ölçmek için hamle yapılır. Nasıl bir geri bildirim alınacağı gözlenir bunu yaparken de devletinizin ruhi ve maddi durumunuzu kontrol altında tutmak büyük önem taşır o yüzden hattı güçlendirmek esastır. Ardından  da belki en uzun dönemece girilir, ‘’bekleme’’ evresi. Bu taktik de sabır büyük önem taşır. Sabretmeden söz gelimi ‘’bekleme’’den de kazanılabilinir mi? Elbette. Ancak burada kazanmanın tarifini yapmak gerekir. Zafer, hiç şüphesiz günü değil, geleceği kazanmaktadır. Kenti iyi tanımadan fethetmek en ufak bir sarsıntıda yıkılacağı manasına gelir.

       Bu arada devleti (benliğimi) dört şey oluşturur. Bunlara komuta kademesi de denilebilir; akıl, kalp, nefis ve ruh. Akıl ve ruh düzenli bir şekilde geri çekilmekten yana tavır alır sık sık. Nefis ise onurunu düşünür, kalp ise yalnızca kazanmaya odaklandığı için hiçbir riski almaktan kaçınmaz ve hep duygusaldır. Bu unsurlardan yalnız biriyle hareket etmek bozguna sebebiyet verir, hatta üçü aynı biri zıt karar verse de yenilgi gelebilir. O halde en azından dördünün de uyumlu bir şekilde hareket ettirmek elzemdir. Bunun içindir ki verilen bir kararın uyumu bütün hücrelerine yansımalıdır.

     İki yahut üç aylık bir süre hazırlık evresi için yeterlidir, fakat geçmişten üzerinizde kalan bitap düşmüşlük mevcut değilse. Zira bir müdafaa savaşından çıkmış iseniz bu süre daha da uzayacaktır. Bu oyunda müdafaa savaşlarından tam anlamıyla galip ayrılmak mümkün olmadığı için yıpratma derecesi de o denli yüksektir.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

BİR MİKRO-İKTİDAR BİÇİMİ OLARAK: HOCANIN İKTİDARI

Spinoza'dan Hareketle "NOAH (2014)" Filmi Çözümlemesi

MHP-AKP İTTİFAKI: İÇERİDEN BİR ANLAMA ÇABASININ ANLATIMI